IFRC: Maymun çiçeği salgınının ölçeği sınırlarımızı zorluyor

IFRC ve ortaklarının M çiçeği gibi hastalıklara yönelik hazırlıklarını yıllardır sürdürdüğünü belirten Gwen Eamer,Ancak bu salgının ölçeği sınırlarımızı sınıyor. Acilen daha fazla kaynağa ihtiyacımız var. Bu nedenle 40 milyon İsviçre frangı tutarında acil yardım çağrısı başlattık” dedi.

Salgının yeni türü ‘klad 1b’

Eamer, toplanan yardımların M çiçeği virüsünün aktif olduğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Burundi gibi ülkelerin yanı sıra salgının yeni türü ‘klad 1b’ vakalarının görüldüğü veya görülme riski bulunan Afrika ülkelerinin salgınla mücadelesi için kullanılacağını belirtti.

Virüsle mücadelede gelecekle ilgili adımlar atmayı planladıklarını kaydeden Eamer, “Afrika genelindeki topluluklarda uzun vadeli dayanıklılık oluşturmak istiyoruz. Buna aşılara ve destekleyici bakıma erişimin sağlanması, testlerin artırılması ve bu hastalıkla ilgili insanların dışlanmasının ele alınması da dahil. M çiçeği virüsü, orantısız bir şekilde en dışlanmış ve savunmasız olanları etkiliyor” dedi.

Eamer, M çiçeği ile mücadelede IFRC’nin uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, 40 milyon İsviçre frangı tutarındaki yardım çağrısıyla 30 milyon kişiye ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

“Virüsün gelişimini anlamamız gerek”

DSÖ Sözcüsü Jasarevic, virüsün ‘klad 1b’ adlı yeni türünün hızla yayıldığını ve bunun için hızlı eylemde bulunmak gerektiğine dikkati çekerek, “M çiçeğinin yakın temasla bulaştığını biliyoruz ancak yine de yeni türün bulaşma tarzını daha iyi anlamalıyız. Virüsün gelişimini anlamamız gerekiyor” dedi.

Ülkelerin virüsün sınırlarında görülmesi halinde hazır bulunmaları gerektiğinin altını çizen Jasarevic, kimin enfekte olduğu veya enfekte kişinin virüsü başkasına bulaştırmadığından emin olmak için önlem alınmasının bulaşma zincirini anlamak açısından da önem taşıyacağını bildirdi.

M çiçeği virüsü

M çiçeği virüsü, fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek, en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor.

İlk belirtiler, virüsü kaptıktan sonraki 5 ila 21 günde ortaya çıkabiliyor. Virüs, genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklara neden oluyor. Özel bir tedavi yöntemi bulunmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Vakaların büyük kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir